أحمد محمد لبن Ahmad.M.Lbn مؤسس ومدير المنتدى
عدد المساهمات : 52879 العمر : 72
| موضوع: Kamer Sûresi الأحد 27 نوفمبر 2016, 6:03 am | |
| Kamer Sûresi Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm [54.1] Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı. [54.2] Onlar bir mucize görürlerse hemen yüz çevirirler ve: Eskiden beri devam edegelen bir büyüdür, derler. [54.3] Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her işin ulaşacağı yeri vardır. [54.4] Andolsun onlara, kötülükten önleyecek nice önemli haberler gelmiştir. [54.5] Bu büyük bir hikmettir. Fakat (yüz çevirene) uyarılar ne fayda verir! [54.6] Çağıranın görülmemiş bir şeye çağırdığı gün, sen de onlardan yüz çevir. [54.7] Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde kabirlerden çıkarlar. [54.8] Dâvetçiye koşarlarken o esnada kâfirler: Bu, çok çetin bir gündür! derler. [54.9] Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanladı, hem de kulumuzun yalancı olduğunda ısrar ederek: O, delirdi, dediler. Ve (Nuh, davetten vazgeçmeye) zorlandı. [54.10] Bunun üzerine, Rabbine: Ben yenik düştüm, bana yardım et! diyerek yalvardı. [54.11] Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını açtık. [54.12] Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık. (Her iki) su, takdir edilmiş bir işin olması için birleşmişti. [54.13] Nuh'u da tahtalardan yapılmış, çivilerle çakılmış gemiye bindirdik. [54.14] İnkâr edilmiş olana (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu. [54.15] Andolsun ki onu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur? [54.16] Benim azabım ve uyarılarım nasılmış! [54.17] Andolsun biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu? [54.18] Ad kavmi (Peygamberleri Hûd'u) yalanladı da azabım ve tehdidim nasılmış (gördüler). [54.19] Biz onların üstüne, uğursuzluğu devamlı bir günde dondurucu bir rüzgâr gönderdik. [54.20] O rüzgâr, insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu. [54.21] Nasılmış benim azabım ve uyarılarım! [54.22] Andolsun biz Kur'an'ı düşünüp öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mu? [54.23] Semûd kavmi de uyarıcıları yalanladı. [54.24] "Aramızdan bir beşere mi uyacağız? O takdirde biz apaçık bir sapıklık ve çılgınlık etmiş oluruz" dediler. [54.25] "Vahiy, aramızda ona mı verildi? Hayır o, yalancı ve şımarığın biridir" (dediler.) [54.26] Yarın onlar, yalancı ve şımarığın kim olduğunu bileceklerdir. [54.27] Gerçekten onları imtihan etmek için dişi deveyi gönderen biziz. Sen onları gözetle ve sabret. [54.28] Onlara, suyun aralarında paylaştırıldığını haber ver. Her biri kendi içme sırasında gelsin. [54.29] Arkadaşlarını çağırdılar, o da (bundan cür'et alarak) kılıcını kaptı ve deveyi kesti. [54.30] (Bu azgınlara) azabım ve uyarılarım nasıl oldu! [54.31] Biz onların üzerlerine korkunç bir ses gönderdik. Hemen hayvan ağılına konan kuru ot gibi oluverdiler. [54.32] Andolsun biz Kur'an'ı, anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alan yok mu? [54.33] Lût'un kavmi de uyarıcı peygamberleri yalanladı. [54.34] Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lût ailesini seher vakti kurtardık. [54.35] Katımızdan bir nimet olarak. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız. [54.36] Andolsun ki, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu tehditleri kuşkuyla karşıladılar. [54.37] Onlar Lût'un misafirlerine karşı kötülük yapmayı planlamışlardı. Hemen biz onların gözlerini silme kör ettik. "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" (dedik). [54.38] Bir sabah kendilerine, yakalarını bir daha bırakmayacak olan bir azap gelip çattı. [54.39] İşte azabımı ve uyanlarımı tadın! (denildi). [54.40] Andolsun biz Kur'an'ı, öğüt almak için kolaylaştırdık. O halde düşünüp ibret alan yok mu? [54.41] Şüphesiz Firavun'un kavmine de uyarıcılar gelmişti. [54.42] Lâkin onlar bütün âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları güç ve kudretimize lâyık bir şekilde yakaladık. [54.43] Şimdi sizin kâfirleriniz, onlardan daha mı iyidirler? Yoksa kitaplarda sizin için bir berât mı var? [54.44] Yoksa "Biz, intikam almağa gücü yeten bir topluluğuz" mu diyorlar? [54.45] O topluluk yakında bozulacak ve onlar arkalarını dönüp kaçacaklardır. [54.46] Bilakis kıyamet onlara vâdedilen asıl saattir ve o saat daha belâlı ve daha acıdır. [54.47] Şüphesiz suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler. [54.48] O gün yüzüstü ateşe sürüklendiklerinde "Cehennemin elemini tadın!" denir. [54.49] Biz, her şeyi bir ölçüye göre yarattık. [54.50] Bizim buyruğumuz, bir anlık bakış gibi, bir tek sözden başka bir şey değildir. [54.51] Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helâk ettik. Düşünüp ibret alan yok mu? [54.52] Yaptıkları her şey kitaplarda (amel defterlerinde) mevcuttur. [54.53] Küçük büyük her şey satır satır yazılmıştır. [54.54] Takvâ sahipleri cennetlerde ve ırmakların kenarlarındadır. [54.55] Güçlü ve Yüce Allah'ın huzurunda hak meclisindedirler. |
|