أحمد محمد لبن Ahmad.M.Lbn مؤسس ومدير المنتدى
عدد المساهمات : 52561 العمر : 72
| موضوع: Tûr Sûresi الأحد 27 نوفمبر 2016, 12:56 am | |
| Tûr Sûresi Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm [52.1] Tûr'a, andolsun ki, [52.2] Satır satır yazılmış Kitab'a, [52.3] Yayılmış ince deri üzerine, [52.4] Beyt-i Ma'mûr'a, [52.5] Yükseltilmiş tavana(göğe), [52.6] Kaynatılmış denize (bunlara andolsun ki), [52.7] Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır. [52.8] Ona engel olacak hiçbir şey yoktur. [52.9] O gün gök sallanıp çalkalanır. [52.10] Dağlar yürüdükçe yürür. [52.11] Yalanlayanların vay haline o gün! [52.12] Ki onlar daldıkları bâtıl içinde oyalanıp duranlardır. [52.13] O gün cehennem ateşine itilip atılırlar : [52.14] "İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur!" denilir. [52.15] Bir büyü müdür bu, yoksa görmüyor musunuz? [52.16] Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artık sizin için birdir. Siz ancak yaptıklarınızın karşılığına çarptırılacaksınız. [52.17] Şüphesiz (kötülüklerden) korunanlar cennetlerde ve nimet içindedirler. [52.18] Rablerinin kendilerine verdikleriyle sefâ sürerler, (Zira) Rableri onları, cehennem azabından korumuştur. [52.19] Onlara: Yaptıklarınıza karşılık âfiyetle yeyin,için (denilir). [52.20] "Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak"Onları,ceylan gözlü hûrilerle evlendirmişizdir: [52.21] İman eden ve soylarından gelenlerde, imanda kendilerine tâbi olanlar (var ya)! İşte biz, onların nesillerini de kendilerine kattık. Onların amellerinden de bir şey eksiltmedik. Herkes kazandıklarına karşı bir rehindir. [52.22] Onlara canlarının istediği meyve ve etten bol bol verdik. [52.23] Orada karşılıklı kadeh tokuştururlar, ama burada(içki yüzünden) ne saçmalama vardır ne de günaha girme. [52.24] Hizmetlerine verilmiş, (kabuğunda) saklı inci gibi gençler etraflarında dönüp dolaşırlar. [52.25] Cennettekiler birbirlerine dönüp sorarlar: [52.26] Derler ki: "Daha önce biz, aile çevremiz içinde bile (ilâhî azaptan) korkardık." [52.27] "Allah bize lütfetti de bizi vücudun içine işleyen azaptan korudu." [52.28] "Gerçekten biz bundan önce O'na yalvarıyorduk. Çünkü iyilik eden, esirgeyen ancak O'dur." [52.29] (Resûlüm!) Sen öğüt ver. Rabbinin lütfuyla sen ne bir kâhinsin, ne de bir deli. [52.30] Yoksa onlar: (O,) bir şairdir; onun, zamanın felâketlerine uğramasını bekliyoruz mu diyorlar? [52.31] De ki: Bekleyin. Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim. [52.32] Onlara akılları mı bunu emreder, yoksa onlar, azgın bir topluluk mudur? [52.33] Yahut "Onu kendisi uydurdu!" mu diyorlar? Hayır, onlar iman etmezler. [52.34] Eğer doğru iseler onun benzeri bir söz getirsinler. [52.35] Acaba onlar herhangi bir yaratıcı olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendileri mi yaratıcıdırlar? [52.36] Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattılar? Hayır! Onlar bir türlü anlayıp inanmazlar. [52.37] Yahut Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır? Ya da her şeye hakim olan kendileri midir? [52.38] Yoksa onların, üzerine çıkıp gizli sırları dinledikleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse dinleyenleri, açık bir delil getirsinler. [52.39] Yoksa kızlar O'nun, oğullar da sizin mi? [52.40] Yoksa sen kendilerinden bir ücret istiyorsun da, bu yüzden onlar ağır bir borç altında eziliyorlar mı? [52.41] Yoksa gayba ait bilgiler kendi yanlarında da, onlar mı yazıyorlar? [52.42] Yahut bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Asıl tuzağa düşecek olanlar, inkâr edenlerdir. [52.43] Veya onların Allah'tan başka bir tanrısı mı var? Allah, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır. [52.44] Gökten düşen bir kütle görseler "Üst üste yığılmış bulutlardır" derler. [52.45] Artık çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları kendi hallerine bırak. [52.46] O gün planları kendilerine hiçbir fayda vermez ve yardım da görmezler. [52.47] Şüphesiz zulmedenlere, ondan başka da azap vardır. Fakat çokları bilmezler. [52.48] Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen gözlerimizin önündesin. Kalktığın zaman da Rabbini hamd ile tesbih et. [52.49] Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışından sonra da O'nu tesbih et. |
|