منتديات إنما المؤمنون إخوة (2024 - 2010) The Believers Are Brothers

(إسلامي.. ثقافي.. اجتماعي.. إعلامي.. علمي.. تاريخي.. دعوي.. تربوي.. طبي.. رياضي.. أدبي..)
 
الرئيسيةالأحداثأحدث الصورالتسجيل
(وما من كاتب إلا سيبلى ** ويبقى الدهر ما كتبت يداه) (فلا تكتب بكفك غير شيء ** يسرك في القيامة أن تراه)

IZHAR UL-HAQ

(Truth Revealed) By: Rahmatullah Kairanvi
قال الفيلسوف توماس كارليل في كتابه الأبطال عن رسول الله -صلى الله عليه وسلم-: "لقد أصبح من أكبر العار على أي فرد مُتمدين من أبناء هذا العصر؛ أن يُصْغِي إلى ما يظن من أنَّ دِينَ الإسلام كَذِبٌ، وأنَّ مُحَمَّداً -صلى الله عليه وسلم- خَدَّاعٌ مُزُوِّرٌ، وآنَ لنا أنْ نُحارب ما يُشَاعُ من مثل هذه الأقوال السَّخيفة المُخْجِلَةِ؛ فإنَّ الرِّسَالة التي أدَّاهَا ذلك الرَّسُولُ ما زالت السِّراج المُنير مُدَّةَ اثني عشر قرناً، لنحو مائتي مليون من الناس أمثالنا، خلقهم اللهُ الذي خلقنا، (وقت كتابة الفيلسوف توماس كارليل لهذا الكتاب)، إقرأ بقية كتاب الفيلسوف توماس كارليل عن سيدنا محمد -صلى الله عليه وسلم-، على هذا الرابط: محمد بن عبد الله -صلى الله عليه وسلم-.

يقول المستشرق الإسباني جان ليك في كتاب (العرب): "لا يمكن أن توصف حياة محمد بأحسن مما وصفها الله بقوله: (وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِين) فكان محمدٌ رحمة حقيقية، وإني أصلي عليه بلهفة وشوق".
فَضَّلَ اللهُ مِصْرَ على سائر البُلدان، كما فَضَّلَ بعض الناس على بعض والأيام والليالي بعضها على بعض، والفضلُ على ضربين: في دِينٍ أو دُنْيَا، أو فيهما جميعاً، وقد فَضَّلَ اللهُ مِصْرَ وشَهِدَ لها في كتابهِ بالكَرَمِ وعِظَم المَنزلة وذَكَرَهَا باسمها وخَصَّهَا دُونَ غيرها، وكَرَّرَ ذِكْرَهَا، وأبَانَ فضلها في آياتٍ تُتْلَى من القرآن العظيم.
المهندس حسن فتحي فيلسوف العمارة ومهندس الفقراء: هو معماري مصري بارز، من مواليد مدينة الأسكندرية، وتخرَّجَ من المُهندس خانة بجامعة فؤاد الأول، اشْتُهِرَ بطرازهِ المعماري الفريد الذي استمَدَّ مَصَادِرَهُ مِنَ العِمَارَةِ الريفية النوبية المَبنية بالطوب اللبن، ومن البيوت والقصور بالقاهرة القديمة في العصرين المملوكي والعُثماني.
رُبَّ ضَارَّةٍ نَافِعَةٍ.. فوائدُ فيروس كورونا غير المتوقعة للبشرية أنَّه لم يكن يَخطرُ على بال أحَدِنَا منذ أن ظهر وباء فيروس كورونا المُستجد، أنْ يكونَ لهذه الجائحة فوائدُ وإيجابيات ملموسة أفادَت كوكب الأرض.. فكيف حدث ذلك؟!...
تخليص الإبريز في تلخيص باريز: هو الكتاب الذي ألّفَهُ الشيخ "رفاعة رافع الطهطاوي" رائد التنوير في العصر الحديث كما يُلَقَّب، ويُمَثِّلُ هذا الكتاب علامة بارزة من علامات التاريخ الثقافي المصري والعربي الحديث.
الشيخ علي الجرجاوي (رحمه الله) قَامَ برحلةٍ إلى اليابان العام 1906م لحُضُورِ مؤتمر الأديان بطوكيو، الذي دعا إليه الإمبراطور الياباني عُلَمَاءَ الأديان لعرض عقائد دينهم على الشعب الياباني، وقد أنفق على رحلته الشَّاقَّةِ من مَالِهِ الخاص، وكان رُكُوبُ البحر وسيلته؛ مِمَّا أتَاحَ لَهُ مُشَاهَدَةَ العَدِيدِ مِنَ المُدُنِ السَّاحِلِيَّةِ في أنحاء العالم، ويُعَدُّ أوَّلَ دَاعِيَةٍ للإسلام في بلاد اليابان في العصر الحديث.

أحْـلامٌ مِـنْ أبِـي (باراك أوباما) ***

 

 21 - Sûratu'l-Enbiyâ

اذهب الى الأسفل 
كاتب الموضوعرسالة
أحمد محمد لبن Ahmad.M.Lbn
مؤسس ومدير المنتدى
أحمد محمد لبن Ahmad.M.Lbn


عدد المساهمات : 52644
العمر : 72

21 - Sûratu'l-Enbiyâ  Empty
مُساهمةموضوع: 21 - Sûratu'l-Enbiyâ    21 - Sûratu'l-Enbiyâ  Emptyالجمعة 09 ديسمبر 2022, 6:16 pm

21 - Sûratu'l-Enbiyâ
Bismillâhirrahmânirrahîm
(1) İnsanların hesaba çekilmeleri yaklaştı. Hâlbuki onlar gaflet içinde yüz çevirmekteler.
(2) Rablerinden kendilerine her yeni öğüt geldiğinde, onlar mutlaka onu alay ederek dinlerler.
(3) Kalpleri başka şeylerle meşguldür. Zulmedenler, aralarında gizlice danışıp: "Bu sizin benzeriniz olan bir beşer değil mi? Öyleyken, siz şimdi gözünüz göre göre büyüye mi geleceksiniz?”
(4) Peygamber, (onlara) dedi ki: “Rabbim yerdeki ve gökteki her sözü bilir. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.''
(5) Onlar, “Hayır, bunlar (Kur'an) anlamsız rüyalardır. Üstelik, onu kendisi uydurdu; dahası, o bir şairdir. Eğer böyle değilse, önceki peygamberlerin (mucizelerle) gönderildikleri gibi o da bize bir mucize getirsin.” dediler.
(6) Onlardan önce helâk ettiğimiz hiçbir memleket halkı iman etmedi de şimdi bunlar mı iman edecekler?
(7) Senden önce de ancak kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekleri peygamber gönderdik. Eğer bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorun.
(8) Biz onları yemek yemez birer ceset kılmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi.
(9) Sonra onlara verdiğimiz sözümüzde durup, onları ve dilediğimiz kimseleri kurtarıp, haddi aşanları da helâk ettik.
(10) Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?
(11) Biz zulmetmekte olan nice memleketleri kırıp geçirdik ve onlardan sonra başka kavimler yarattık.
(12) Onlar azabımızı hissedince, hemen oradan süratle kaçıyorlardı.
(13) (Onlara): “Kaçışmayın. İçinde bulunduğunuz refaha ve evlerinize dönün. Çünkü siz sorguya çekileceksiniz” (denildi.)
(14) “Eyvah bizlere! Bizler gerçekten zalim kimseler idik.” dediler.
(15) Biz onları biçilmiş ekin, sönmüş ateş gibi yapıncaya kadar bu feryatları devam etti.
(16) Biz yeri, göğü ve arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık.
(17) Eğer biz eğlence edinmek isteseydik, elbette onu kendi katımızdan edinirdik. Fakat biz (bunu) yapanlar değiliz.
(18) Bilâkis, biz hakkı batılın üstüne bırakırız. O da o, batılın işini bitirir. Bir de bakarsın ki batıl, yok olup gitmiştir. (Allah’ı) vasfettiğiniz sıfatlardan dolayı yazıklar olsun size!
(19) Göklerde ve yerde kim varsa Allah'ındır. O’nun katındakiler, O'na ibadet hususunda kibirlenmez ve yorulmazlar.
(20) Gece ve gündüz durmaksızın O’nu tesbih ederler.
(21) Yoksa onlar, yeryüzünde ilahlar edindiler de onlar mı ölüyü diriltecekler?
(22) Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka ilâhlar olsaydı, kesinlikle ikisinin de düzeni bozulurdu. Demek ki, Arş’ın Rabbi Allah, onların vasfettiği sıfatlardan münezzeh ve yücedir.
(23) O, yaptıklarından sorulmaz, oysa onlar sorguya çekilirler.
(24) Yoksa O'ndan başka ilahlar mı edindiler? De ki: “Delilinizi getirin. İşte bu, benimle birlikte olanların zikri (kitabı) ve (bu da) benden öncekilerin zikri (kitabı)!” Hayır, onların çoğu hakkı bilmezler; bu yüzden de yüz çevirirler.
(25) Senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberlere: “Şüphesiz, benden başka (hak) ilâh yoktur. Öyleyse yalnız bana ibadet edin!” diye vahyetmişizdir.



21 - Sûratu'l-Enbiyâ  2013_110
الرجوع الى أعلى الصفحة اذهب الى الأسفل
https://almomenoon1.0wn0.com/
أحمد محمد لبن Ahmad.M.Lbn
مؤسس ومدير المنتدى
أحمد محمد لبن Ahmad.M.Lbn


عدد المساهمات : 52644
العمر : 72

21 - Sûratu'l-Enbiyâ  Empty
مُساهمةموضوع: رد: 21 - Sûratu'l-Enbiyâ    21 - Sûratu'l-Enbiyâ  Emptyالجمعة 09 ديسمبر 2022, 6:16 pm

(26) (Böyle iken) “Rahmân, çocuk edindi” dediler. O bundan münezzehtir, yücedir. Hayır! (Evlat diye niteledikleri) o melekler ikram edilmiş kullardır.
(27) Onun sözünün önüne geçmezler ve O'nun emri gereğince iş görürler.
(28) Allah, onların önlerindekini de arkalarındakini de (yaptıklarını da yapacaklarını da) bilir. Onlar, O’nun razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler ve hepsi O’nun korkusuyla titrerler.
(29) İçlerinden her kim; “Allah’tan başka ben de şüphesiz bir ilâhım” derse, böylesini Cehennem'le cezalandırırız. İşte biz zalimleri böyle cezalandırırız.
(30) Kâfirler, görmez mi ki gökler ve yer birleşik iken onları (biz) ayırdık ve her şeye sudan hayat verdik. Hâlâ iman etmezler mi?
(31) Sarsılmasınlar diye yeryüzünde sabit dağlar kıldık, yol bulmaları için orada geniş geniş yollar var ettik.
(32) Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. Buna rağmen onlar, bundaki ayetlerden yüz çevirmektedirler.
(33) O, geceyi ve gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.
(34) Biz, senden önce de hiçbir beşere ölümsüzlük vermedik. Şimdi sen ölürsen, onlar ebedî mi kalacaklar?
(35) Her nefİs ölümü tadıcıdır. Biz sizi şer ve hayırla imtihan olmak üzere deneriz. Sonunda bize döndürüleceksiniz.
(36) Kâfirler seni gördükleri zaman ancak alaya alırlar. “Bu mu ilâhlarınızı diline dolayan?” derler. Hâlbuki kendileri Rahman’ın kitabını inkâr ediyorlar.
(37) İnsan çok aceleci (tez canlı) yaratılmıştır. Size yakında âyetlerimi göstereceğim. Şimdi acele etmeyin.
(38) Bir de; “Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?” diyorlar.
(39) O kâfirler, yüzlerinden ve sırtlarından ateşi savamayacakları ve hiçbir yardım da görmeyecekleri vakti bir bilseler!
(40) Şüphesiz o (tehdit edildikleri azap) onlara ansızın gelecek de kendilerini şaşkınlıktan dondurup bırakacak. Artık ne onu geri çevirmeye güçleri yetecek, ne de kendilerine göz açtırılacak.
(41) Andolsun, senden önce de birçok peygamberle alay edildi de içlerinden alay edenleri, o alaya aldıkları şey kuşatıverdi.
(42) (Ey Muhammed!) De ki: “(Size azap edecek olsa) gece ve gündüz Rahmân’ın azabından sizi kim koruyacak?” Öyle iken onlar Rablerinin zikrinden yüz çevirmekteler.
(43) Yoksa bizim dışımızda onları koruyacak ilâhları mı var? O ilâh edindikleri nesneler kendilerine bile yardım edemezler. Zaten onlar bizden de yardım görmezler.
(44) Evet, biz onları da atalarını da faydalandırdık. Öyle ki uzun süre yaşadılar. Ama, artık görmüyorlar mı ki, biz yeryüzünü çevresinden eksiltiyoruz? O halde onlar mı galip gelecekler?
(45) De ki: “Ben sizi ancak vahiy ile uyarıyorum.” Ama sağırlar uyarıldıkları vakit çağrıyı işitmezler.
(46) Onlara Rabbinin azabından hafif bir şey dokunsa, muhakkak “Eyvah bize! Gerçekten biz zalim kimselerdik” diyeceklerdir.
(47) Kıyamet günü için adalet terazileri kuracağız. Öyle ki hiçbir kimseye zerre kadar zulmedilmeyecek. (Yapılan iş) bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirip ortaya koyacağız. Hesap görücü olarak biz yeteriz.
(48) Andolsun ki biz Musa ile Harun’a Furkan’ı takvâ sahiplerine bir ışık ve bir öğüt olarak verdik.
(49) Onlar, görmedikleri halde Rablerinden korkan ve kıyamet saatinden de çekinen kimselerdir.
(50) İşte bu (Kur’an) da bizim indirdiğimiz mübarek bir zikirdir. Şimdi siz bunu mu inkâr ediyorsunuz? 



21 - Sûratu'l-Enbiyâ  2013_110
الرجوع الى أعلى الصفحة اذهب الى الأسفل
https://almomenoon1.0wn0.com/
أحمد محمد لبن Ahmad.M.Lbn
مؤسس ومدير المنتدى
أحمد محمد لبن Ahmad.M.Lbn


عدد المساهمات : 52644
العمر : 72

21 - Sûratu'l-Enbiyâ  Empty
مُساهمةموضوع: رد: 21 - Sûratu'l-Enbiyâ    21 - Sûratu'l-Enbiyâ  Emptyالجمعة 09 ديسمبر 2022, 6:17 pm

(51) Andolsun, daha önce de İbrahim’e rüşdünü/doğruyu yanlıştan ayırma yeteneğini verdik. Biz zaten onu biliyorduk.
(52) Hani o, babasına ve kavmine: "Kendilerine ibadet edip, durduğunuz bu putlar nedir?" demişti.
(53) "Atalarımızı bunlara ibadet ediyor bulduk.” dediler.
(54) İbrahim: “Andolsun siz de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz.” dedi.
(55) “Sen bize hakkı mı getirdin, yoksa bizimle alay mı ediyorsun?” dediler.
(56) Dedi ki: "Hayır! Rabbiniz, göklerin ve yerin Rabbidir. O, bunları yaratandır ve ben de buna şahitlik edenlerdenim."
(57) “Allah'a yemin ederim ki, siz arkanızı dönüp gittikten sonra ben bu putlarınıza mutlaka bir tuzak kuracağım.”
(58) Derken (İbrahim) belki kendisine başvururlar diye içlerinden bir büyüğü bırakarak onları (putları) paramparça etti.
(59) Onlar: “Bunu putlarımıza kim yaptıysa şüphesiz ki o zalimlerdendir” dediler.
(60) (İçlerinden bazıları), “İbrahim denilen bir gencin onları diline doladığını duyduk” dediler.
(61) (Bir kısmı da) “O halde haydi, onu insanların gözü önüne getirin. Belki (bu konuda) şahitlik ederler” dediler.
(62) (İbrahim gelince) “Sen mi yaptın bunu ilâhlarımıza ey İbrahim!” dediler.
(63) “Hayır! Bunu şu büyükleri yapmıştır. Konuşabiliyorlarsa, onlara sorun bakalım!” dedi.
(64) Bunun üzerine birbirlerine dönüp, “Hiç şüphesiz asıl zalimler sizsiniz siz!” dediler.
(65) Sonra eski inanç ve inatlarına döndüler ve: “Andolsun, bunların konuşmayacağını sen de bilirsin” dediler.
(66) İbrahim: "O halde Allah’ı bırakıp da size hiç bir şekilde fayda ya da zarar vermeyen şeylere mi ibadet ediyorsunuz?" dedi.
(67) ''Yazıklar olsun! Size de, Allah’ı bırakıp tapmakta olduklarınıza da! Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?''
(68) (İçlerinden bazıları), “Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın da ilâhlarınıza yardım edin” dediler.
(69) “Ey ateş! İbrahim’e karşı serin ve esenlik ol!” dedik.
(70) Ona böyle bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz onları en çok zarar edenler durumuna düşürdük.
(71) Onu Lût ile beraber kurtarıp, içinde âlemler için bereketler kıldığımız yere ulaştırdık.
(72) Ve ona İshak’ı, üstelik bir de Yakub’u bağışladık. Her ikisini de salih kimseler kıldık.
(73) Onları emrimizle doğru yolu gösteren önderler kıldık ve kendilerine hayırlar işlemeyi, namazı dosdoğru kılmayı, zekâtı vermeyi vahyettik. Onlar yalnızca bize ibadet eden kimselerdi.
(74) Biz, Lût’a da bir hikmet ve bir ilim verdik ve onu çirkin işler yapan memleketten kurtardık. Gerçekten onlar kötü bir toplum idiler, fasık (Allah’ın emrinden çıkan kimseler) idiler.
(75) Ve biz onu rahmetimizin içine aldık. Çünkü o, gerçekten salih kimselerdendi. 



21 - Sûratu'l-Enbiyâ  2013_110
الرجوع الى أعلى الصفحة اذهب الى الأسفل
https://almomenoon1.0wn0.com/
أحمد محمد لبن Ahmad.M.Lbn
مؤسس ومدير المنتدى
أحمد محمد لبن Ahmad.M.Lbn


عدد المساهمات : 52644
العمر : 72

21 - Sûratu'l-Enbiyâ  Empty
مُساهمةموضوع: رد: 21 - Sûratu'l-Enbiyâ    21 - Sûratu'l-Enbiyâ  Emptyالجمعة 09 ديسمبر 2022, 6:17 pm

(76) (Ey Muhammed!) Nûh’u da an. Hani o daha önce dua etmişti de biz onun duasını kabul ederek, kendisini ve ailesini o büyük sıkıntıdan (tufandan) kurtarmıştık.
(77) Ayetlerimizi yalanlayanlara karşı ona yardım etmiştik. Çünkü onlar kötü bir toplum idiler. Bu yüzden biz de onları topyekûn suda boğduk.
(78) Davûd ile Süleyman’ı da hatırla. Hani bir ekin tarlası hakkında hüküm veriyorlardı. Çünkü halkın koyunları o ekine girmişti. Biz de hükümlerine şahit olmuştuk.
(79) Biz hüküm vermeyi Süleyman’a kavratmıştık. Zaten her birine hükümranlık ve ilim vermiştik. Davûd ile birlikte, Allah’ı tespih etmeleri için dağları ve kuşları onun emrine verdik. Bunları yapan biz idik.
(80) Bir de Davud’a, sizin için, zırh yapma sanatını öğrettik ki, savaşlarınızda sizi korusun. Şimdi siz şükrediyor musunuz?
(81) Süleyman’ın hizmetine de güçlü esen rüzgârı verdik. Rüzgâr onun emriyle, bereketlendirdiğimiz yere doğru eserdi. Biz, her şeyi hakkıyla bileniz.
(82) Şeytanlardan onun için denize dalan ve bundan başka işler görenleri de (emrine vermiştik). Onları gözetenler bizlerdik.
(83) Eyyûb’u da an. Hani o Rabbine: “Şüphesiz ki ben derde uğradım, sen ise merhametlilerin en merhametlisisin” diye niyaz etmişti.
(84) Biz onun duasını kabul ettik ve başındaki sıkıntıyı açıp giderdik. Ayrıca ona hem katımızdan bir rahmet, hem de iyi kullukta bulunanlara bir ibret olmak üzere aile ve çocuklarını ve onlarla birlikte bir o kadarını da verdik.
(85) İsmail’i, İdris’i ve Zülkifl’i de an. Bunların hepsi sabredenlerdendi.
(86) Ve onları rahmetimizin içine soktuk. Gerçekten onlar salih kimselerdendi.
(87) Zünnûn’u da an. Hani öfkelenerek (halkından ayrılıp) gitmişti de kendisini asla darda koymayacağımızı, sanmıştı. Derken karanlıklar içinde, “Senden başka hak ilâh yoktur. Seni eksikliklerden uzak tutarım. Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum.” diye dua etti.
(88) Biz de duasını kabul ettik ve kendisini kederden kurtardık. İşte biz Mü’minleri böyle kurtarırız.
(89) Zekeriya’yı da an. Hani o, Rabbine, “Rabbim! Beni tek başıma bırakma. Sen varislerin en hayırlısısın.” diye dua etmişti.
(90) Biz de onun duasını kabul ettik ve kendisine Yahya’yı bağışladık. Eşini de kendisi için, (doğurmaya) elverişli kıldık. Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi. Onlar bize derin saygı duyan kimselerdi.
(91) Irzını korumuş olan kadını da (Meryem’i de) hatırla. Ona ruhumuzdan üflemiştik. Kendisini de, oğlunu da âlemlere (kudretimizi gösteren) birer delil yapmıştık.
(92) Şüphe yok ki bu sizin ümmetiniz, tek bir ümmettir. Sizin Rabbiniz de benim. O halde yalnız bana ibadet edin.
(93) (İnsanlar) (din) işlerinde aralarında bölüklere ayrıldılar. Hepsi de ancak bize dönecekler.
(94) Şu hâlde, kim Mü’min olarak salih ameller işlerse, çalışması asla inkâr edilmez. Şüphesiz biz onu yazmaktayız.
(95) Helâk ettiğimiz bir ülke halkının (dünya hayatına geri) dönmeleri imkânsızdır.
(96) Nihayet Ye’cüc ve Me’cüc’ün (seddi) açıldığı zaman her tepeden akın ederler.
(97) Gerçek vaad (kıyametin kopması) yaklaşır, bir de bakarsın kâfirlerin gözleri açılıp donakalmıştır. “Eyvah bizlere! Doğrusu biz bundan gafildik. Hatta biz zalim kimselermişiz.” derler.
(98) Hiç şüphesiz siz de, Allah’tan başka ibadet etiikleriniz de Cehennem'in odunusunuz. Siz oraya gireceksiniz.
(99) Eğer onlar (hak) ilâh olsalardı buraya girmezlerdi. Hâlbuki hepsi orada ebedî kalacaklardır.
(100) Onların orada ah edip, derin bir iç çekişleri vardır! Onlar orada hiçbir şey işitmezler. 



21 - Sûratu'l-Enbiyâ  2013_110
الرجوع الى أعلى الصفحة اذهب الى الأسفل
https://almomenoon1.0wn0.com/
أحمد محمد لبن Ahmad.M.Lbn
مؤسس ومدير المنتدى
أحمد محمد لبن Ahmad.M.Lbn


عدد المساهمات : 52644
العمر : 72

21 - Sûratu'l-Enbiyâ  Empty
مُساهمةموضوع: رد: 21 - Sûratu'l-Enbiyâ    21 - Sûratu'l-Enbiyâ  Emptyالجمعة 09 ديسمبر 2022, 6:18 pm

(101) Şüphesiz kendileri için tarafımızdan en güzel mükâfat hazırlanmış olanlar var ya; işte bunlar Cehennem'den uzaklaştırılmışlardır.
(102) Onlar Cehennem'in uğultusunu dahi duymazlar. Nefislerinin arzu ettiği şeyler içinde ebedî kalırlar.
(103) En büyük korku bile onları tasalandırmaz ve melekler onları: “İşte bu, size vadedilen (mutlu) gününüzdür.” diyerek karşılarlar.
(104) Gökleri kitap sayfalarının katlandığı gibi katlayacağımız günü düşün. Başlangıçta ilk yaratmayı nasıl yaptıysak, -üzerimize aldığımız bir vaad olarak- onu yine yapacağız. Biz bunu muhakkak yapacağız.
(105) Andolsun, Zikir’den (Tevrat’tan) sonra Zebûr’da da, “Arza muhakkak benim salih kullarım mirasçı olacaktır.” diye yazmıştık.
(106) Şüphesiz bunda Allah’a kulluk eden bir toplum için yeterli bir bildiri/öğüt vardır.
(107) (Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.
(108) De ki: “Bana ancak, ilâhınızın yalnızca bir tek ilâh olduğu vahyolunuyor. Artık Müslüman oluyor musunuz?”
(109) Eğer yüz çevirirlerse De ki: “Ben size eşit şekilde bildirip, açıkladım. Size vaat olunan yakın mıdır, uzak mıdır bilemiyorum.
(110) ''Şüphesiz, Allah sözün açığa vurulanını da bilir, gizlediğinizi de bilir.''
(111) “Bilmiyorum, belki de o sizin için bir imtihandır. Bir süreye kadar bir faydalanmadır.''
(112) (Peygamber): “Ey Rabbim! Hak ile hüküm ver. Bizim Rabbimiz, sizin türlü nitelemelerinize karşı yardımı istenecek olan Rahman’dır.” dedi. 



21 - Sûratu'l-Enbiyâ  2013_110
الرجوع الى أعلى الصفحة اذهب الى الأسفل
https://almomenoon1.0wn0.com/
 
21 - Sûratu'l-Enbiyâ
الرجوع الى أعلى الصفحة 
صفحة 1 من اصل 1
 مواضيع مماثلة
-
» Enbiyâ Sûresi

صلاحيات هذا المنتدى:لاتستطيع الرد على المواضيع في هذا المنتدى
منتديات إنما المؤمنون إخوة (2024 - 2010) The Believers Are Brothers :: (English) :: The Holy Quran is translated :: Turkish 2-
انتقل الى: